Gazeteci-yazar Murat Yetkin, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun “ülkesini düşünüyorsa” Hamas ile yürütülen savaş süreciyle ilgili olarak ABD Başkanı Joe Biden yerine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çağrılarını dinlemesinin daha faydalı olabileceğini ifade etti.
YetkinReport’ta bugün kaleme aldığı yazısında İsrail ve Filistin arasındaki durumun bir şiddet döngüsüne dönüştüğünü vurgulayan Yetkin, Biden’ın İsrail’e verdiği şartsız desteğin kutuplaşma doğurduğunu ifade etti.
“Biden’ın Netanyahu’ya ‘Ne yaparsan arkandayım’ desteği verdiği bunu da Gerald Ford uçak gemisini İsrail açıklarına göndererek desteklediği görülüyor” yazan Yetkin, “Türkiye’nin Hamas saldırısıyla başlayan krizde şimdiye dek izlediği çizgi olumlu; Rusya’nın Ukrayna’ya savaşında izlediği çizgiyle benzeşiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Yetkin’in yazısının ilgili bölümü şöyle:
ABD bana yeter siyaseti
Bölgede bir zamanlar İsrail’e düşmanlık eden Arap ülkelerinin bazıları ABD’nin askeri ve mali gücünün (ve kabul etmeliyiz ki 1992’de Sovyetler Birliğinin dağılmasının da) etkisiyle devlet işlevlerini yerine getirmekten aciz durumda, diğerleriyse çareyi İsrail’le yakınlaşmakta görüyor. Fatura Filistin halkına çıkıyor. Filistin’de radikal gruplar daha da güç kazanıyor, İsrail’e yönelik saldırılarda da siviller öldürülüyor ve buna tepki olarak sağcı İsrail hükümetleri Filistin halkını sivil hedef ayrımı gözetmeden ölüm ve yıkımla cezalandırıyor. Kaosa böyle giriliyor.
Hamas saldırısı sonrası ABD Başkanı Joe Biden’ın Netanyahu’ya “Ne yaparsan arkandayım” desteği verdiği bunu da Gerald Ford uçak gemisini İsrail açıklarına göndererek desteklediği görülüyor. Her ülkenin olduğu gibi İsrail’in de kendisini savunma hakkı elbette vardır. Biden’in bu hakkın sivil Filistin halkının imhası bedeliyle kullanılmasına (ve orada Hamas’ın elindeki ABD vatandaşı rehinelerin de öldürülmesine) sebep olması başka bir şeydir.
Biden kutuplaştırıyor
Netanyahu yönetimin kibrine bir eleştiri de ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Michael McCaul’dan geldi. McCaul, Mısır istihbaratı El Muhaberat’ın saldırıdan 3 gün önce İsrail istihbaratı Mossad’ı uyardığını ama Netanyahu yönetiminin bunu kulak arkası ettiğini doğruladı.
Biden yönetiminin bu radikal tutumu Avrupa Birliğini de bölmüş görünüyor. Örneğin Almanya ve Avusturya insani yardımların dahi kesilmesini isterken, İspanya ve Fransa “Hamas başka Filistinliler başka” diyerek karşı çıkıyor. Kuzey ülkeleriyse “Neden biz de gerilimin giderilmesi çağrısı yapmıyoruz?” diye soruyor.
Türkiye’nin kıymetini bilmek
Türkiye’nin Hamas saldırısıyla başlayan krizde şimdiye dek izlediği çizgi olumlu; Rusya’nın Ukrayna’ya savaşında izlediği çizgiyle benzeşiyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 11 Ekim’de yaptığı, İsrail devlet gibi değil, örgüt gibi davranmaya devam ederse, uluslararası toplumda tecrit olacağı uyarısı ise yerinde.
Netanyahu “İstediğimi yaparım ABD desteği bana yeter” kibrinin sadece kendisine değil, ülkesine de zarar verdiğini görmeli.
Orta Doğu’daki tüm iniş çıkışlara rağmen son 50 yıl boyunca İsrail’e düşmanlık yapmayan tek Müslüman ülkenin Türkiye kaldığını gösteriyor.
Netanyahu’nun İsrail’i biraz düşünüyorsa Biden’a değil Erdoğan’a kulak vermesinde yarar olabilir.