“Futbolda faturaların kesildiği adresler bellidir! Takım iyi gidiyorsa her şey toz pembedir. Alimallah kötü gidişat başlamasın, her kafadan bir ses çıkar. Destek verenden çok köstek olmalar başlar!
Tıpkı Beşiktaş gibi!
Bizler eleştiririz, ama ağacı da kökünden sökmeyiz! Başkan Hasan Arat ve ekibi üyelerin desteğiyle o koltuklara seçildiler. Diyeceksiniz ki; Başkan Arat, göreve geldiğinde her şey güllük gülistanlık mıydı? Elbette hayır! Kartal’ın ligdeki konumu herkesçe malum. Beşiktaş sevdalıları ‘düzelir’ diye yarınlara umutla baktılar. Baktılar da o cenahta değişen bir şey yok, her şey kötüye gidiyor. Benzetme yerindeyse Kartal adeta tepe taklak! Gol bile atamıyor. Mücadele derseniz yerlerde, önüne gelen Kartal’ın pençesinden puan ve puanları kapıyor!
‘KİME SARILSA HAYAL KIRIKLIĞI’
Şimdi rotayı Ümraniye’ye çevirelim… Fernando Santos, ‘umut’ olsun diye getirildi değil mi? Soruyorum ne değişti o yuvada? Santos’a da kızamıyoruz, adamın elindeki kadro bu, alternatif yok, kime sarılsa hayal kırıklığına yelken açıyor!
Lig treni zaten çooktannn kaçmış, ne gerek vardı Santos’a, o kadar paralar harcamaya? Serdar Topraktepe’nin nöbetçi teknik adamlığına bakıyorum, karnesi Santos’tan iyi. Keşke sezon sonuna kadar kalsaydı! En azından taraftarlar bağırlarına taş basar, sabır gösterirlerdi!
Hiç kimse taraftara kızmasın, Santos’a güvendiler, ne yapsınlar? Ama sabır da bir yere kadardır arkadaş, iyi oynarsınız, kaybedersiniz. Evet Kartal sürekli kaybediyor, ama iyi oynamıyor, üretemiyor, ürettiğini de atamıyor!
‘TAKVİYE ŞART’
Demem o ki sayın başkan, ortada gözle görülür gerçekler var, Kartal’la yolları kesişen ve giden tüm teknik adamlar, aylardır ‘takviye’ şart diye gırtlak patlattılar, bizler de yazdık çizdik fakat derdimizi anlatamadık! Kaldı ki o makam eleştirilerin odak noktasıdır, fatura ya teknik adama çıkar ya da yönetime. Yeter ki eleştiriler, kırmadan, dökmeden olsun. Bizler, gelecek adına öngörülerimizi dile getiriyoruz. Hiç kimseye ya da teknik adama önyargılı olmadım, olmam da. Ancak sokaktaki Beşiktaş sevdalıları çok mutsuz, kaygılı. Bizler de onların arasında yaşıyoruz, 2 ya da 3 nokta atışı transfer yapılırsa ki, yapılmalı, negatif tablo yerini umuda bırakır!
Yazımı bir atasözüyle noktalayalım: “Güneş balçıkla sıvanmaz…” Yani herkesin bildiği, apaçık bir gerçek, yanlış sözlerle değiştirilemez, örtbas edilemez. NOKTA!”